GEFIRA BALKAN SAVAŞLARI MÜZESİ ve SELANİK'İN KAYBEDİLMESİNİN ACI ÖYKÜSÜ GEFİRA BALKAN SAVAŞI MÜZESİ ve SELANİK’İN KAYBEDİLMESİNİN ACI ÖYKÜSÜ:
GEFIRA Selanik’in 25 km batısında olup Osmanlı yönetimindeki adı TOPSİN’ dir. Buradaki “Balkan Savaşı Müzesi” 1999 yılında açılmıştır. Müze olan tarihi köşk, 19.ncu yüzyılda burada yaşayan Osmanlı Çiftlik Ağası tarafından yaptırılmış olup Modiana Köşkü olarak anılır. Modiano Köşkü’nün bizim tarihimiz açısından önemi, Balkan Harbinde, Selanik’in teslim protokolünün bu binada imzalanmış olmasıdır.
Kısa bir hatırlatma yapalım ve 1912 yılına gidip Balkan Harbinde Selanik’in kaybedilişine ait özet bilgi sunalım; Balkan Harbi Batı Cephesinde, Selanik’e doğru ilerleyen Yunan ordusu 20.000 kişilik kuvvete sahipti. Selanik’te bulunan Türk 8.nci Müretteb Kolordusu ise 30.000 askerden oluşuyordu. 8. Kolorduya Hasan Tahsin Paşa Kumanda ediyordu. Yani sayıca üstündük. İki ordu şehrin batısında Yenice’de (Şimdiki adı Giannitsa, Osmanlı Yönetimindeki adı: Yenice-i Vardar) karşı karşıya geldi.
Sırası gelmişken, Selanik’i savunacak olan Hasan Tahsin Paşa’nın kim olduğuna bakalım; 1845 yılında, şimdi Arnavutluk sınırları içinde kalan Çarşova / Mesarya’da doğdu. Yanya Yunan Lisesinde okudu, Jandarma Astsubayı olarak orduya katıldı. Katrin’de Jandarma olarak göreve başladı. Daha sonra başarıları nedeniyle subaylığa ve paşalığa terfi ettirildi. EPİR Jandarma Komutanlığı yaptı. Harbiye eğitimi ve kurmay eğitimi görmedi. Balkan Harbi çıktığında Selanik 8.ncu Kolordu Komutanı olarak görevlendirildi.
Balkan Harbinde, Makedonya’da Kurmay Subay olarak harbe iştirak etmiş olan Fevzi Çakmak (Mareşal) hatıratında Selanik’in kaybedilmesine yol açan süreci kısaca şöyle anlatır;
“Kırkgeçit Muharebesinde olduğu gibi Yenice Muharebesinin de kaybedilmesine sebep Mürettep 8. Kolordunun yönetilememesidir. Kolordumuzun Yenice istikametini bütünüyle ihmal etmesi en büyük tedbirsizlik eseridir. Şurası dikkat çekicidir ki, 30 Ekim’ de Yunanlıların Kolodi - Yeniköy üzerinden Yenice’ ye yöneldiğini köylüler haber verdiği halde 31 Ekim günü hiçbir karar alınamamıştır. Hemen karar alınsaydı 22. Tümen ile Drama Tümeni, 1 Kasımda öğleye kadar Yenice’ye ulaşmış olurlardı. Mevcut bütün kuvvetler Yenice’ye sevk edilmeliydi. Burada galip gelinirse düşmanın geldiği yönden Karaferye’ye ulaşabilir ve Vodina üzerinden Batı Ordusu ile buluşabilirdik. Kolordu emrinde kuvvetlerin hazır bulunma saati olan 02:00 yerine saat 14:00 denilerek boş yere zaman kaybedilmesi affedilmez bir hatadır. Kolordunun buradaki ihmal ve kararsızlığıyla kaybettiği üç-dört gün içinde kuvvetli ve başarılı bir savunma yapılması kuvvetle muhtemeldi. Geri çekilirken demiryolu köprüsünün (Plati Köprüsü) tahrip edilmemesi büyük bir hatadır” Sonuç olarak; Ordumuz, sayıca üstün olduğu halde birkaç gün içinde darmadağınık biçimde Selanik’e çekildi. Kaldı ki, 20.000 kişilik Yunan kuvvetinin yaklaşık 10.000 kişisi düzenli Nizamiye Askeri, geri kalanı birkaç aylık kısa eğitimden geçmiş acemi erlerden oluşuyordu. Yenice Savaşında Osmanlı Ordusu 2000 şehit ve 500 yaralı verdi. Yunan Ordusunun zayiatı ise 1000 kişiydi. Hasan Tahsin Paşanın gafleti ve acizliği sonunda hiç direnmeden ve mermi dahi atmadan 30.000 mevcutlu Selanik 8.Kolordusu teslim oldu.
Selanik’in kayıtsız şartsız teslim protokolü 8 Kasım 1912 günü, TOPSİN Modiano Köşkünde, Tahsin Paşanın temsilcisi olan, Selanik Merkez Komutanı Şefik Paşa ile Yunan Kralı Georgios’un oğlu Veliaht Prens ve Yunan Orduları Başkomutanı Konstantin tarafından imzalandı. Anlaşma 12 maddeden ibaretti. 9 Kasım günü Yunan askerleri Selanik’e girdiler. Esir edilen Osmanlı Subayları Yunanistan’a götürüldü, esir erler ise Selanik Topçu Kışlası ile Karaburun’da iskan edildiler. Protokolde Yunanlılar verdikleri sözde durmadılar. Şehirde yağmalama ve soygunlar yapıldı, cinayetler ve tecavüzler yaşandı. İşgal sonrası şehirde yapılan tespitlerde, 1328 haneye tecavüz edildiği ve 513 kişinin öldürüldüğü kayıtlara geçti. Selanik Türkleri kadar, nüfus çoğunluğuna sahip Yahudi toplumu da çok zarar gördü. Topçu Kışlasında meydana gelen infilak sonucu burada esir tutulan 1000 kadar Türk Askeri şehit oldu, pek çoğu yaralandı.
Balkan Harbi sonunda İstanbul’da kurulan Divan-ı Harp (Askeri Mahkeme) Hasan Tahsin Paşa’yı vatana ihanetten ölüm cezasına mahkum etti. Ancak Tahsin Paşa, oğlu ve aynı zamanda yaveri olan Kenan Mesare ile birlikte Yunanistan da kaldılar ve yurda dönmediler. Hasan Tahsin 1918 yılında Lozan’da öldü. Oğlu Kenan Mesare Yanya’da yaşadı, ressamlık yaptı. Yanya’da Kenan Mesare adı bir caddeye verildi. 1965 yılında ölümünden sonra baba oğulun mezarları Gefira’ya nakledildi. Bugün müze bahçesinde Yunan stilinde yapılan mermer bir mezarda birlikte yatıyorlar. Hıyanet içinde geçen bir ömür sonunda, Yunanlıların baş tacı ettiği, Tepedelenli Ali Paşa, Kavalalı Mehmet Ali Paşa ve Hasan Tahsin Paşa birlikte anılacaklar.
Balkan Harbi Müzesinde, fotoğraflar, savaş silahları, araç ve gereçleri, Selanik Teslim Protokolünün imzalanma sahnesini canlandıran bir kompozisyon, Yenice harbinde ölen bir Yunan subayının şahsi eşyaları, üniforması ve silahı, madalyalar, üniformalar, ressam Kenan Mesare tarafından yapılmış yağlıboya tablolar yer almaktadır.
Yunanistan’a yapacağımız gezilerde, bu müzeyi ziyaretlerimizde yukarıda verdiğim özet bilgi ışığında, tarih bilinciyle, milli şuur ve sorumlulukla dolu olarak ziyaretimizi yapalım istedim.
Balkan Harbinde Dedeağaç’ta şehit olan aile büyüklerim, Kolağası Ali Rıza Bey ile Topçu Mülazımı Hüseyin Hüsnü Beyi ve tüm Balkan Harbi Şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyorum.
Bahadır Akkoyun 3.Kuşak Kılkış / Peykova Mübadili 14 Aralık 2020
Kaynakça: Selanik, Osmanlı’nın son 55 yılı. Turan Akıncı, Belge Yayınları. Balkanlar’ın Osmanlı Tarihi. Tuğrul Kihtir. İnkılap Yayınları |
1789 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |