• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

1923 SELANİK KILKIŞ PİKOVA KÖYÜ MUBADİLLERİ

PEYKOVA (AGIOS MARKOS) dan KARAHALİL'e .....

MÜBADELENİN 100.YILINDA 100 MÜBADİL KURULUŞUNUN ORTAK AÇIKLAMASI


Küçükkuyu Mübadele Anıtı (Fotoğraf Bahadır Akkoyun)

30 Ocak 1923'
de Lozan'da imzalanan Türk-Yunan Ahali Mübadelesine ilişin Sözleşme ve Protokolün 100. yıldönümünde, Türkiye Mübadil kuruluşları  ORTAK BİR AÇIKLAMA hazırladılar.

100. YILDA, 100 İMZA

Kamuoyuna ve ilgililere 30 Ocak 2023'de ve 100.yıldönümü anma etkinliklerinde okunarak, sunulacak olan 100. Yıl ORTAK AÇIKLAMASI'nın, birçok mübadil-muhacir-göçmen kuruluşunca imzalanması hedefleniyor. 

MÜBADİLLER 30 OCAK'TA ATANIN HUZURUNDA, ANITKABİR'DE

Türkiye'de bu yıl, Mübadelenin 100. yıldönümü anmaları kapsamında, 30 Ocak 2023 Pazartesi günü saat 14:00'de, Ankara'da buluşacak olan mübadil kuruluş temsilcileri Anıtkabir'de M. Kemal Atatürk'ün anıt mezarına çelenk sunumu yapacak ve Anıtkabir defterini imzalayacaklar.

Türkiye'deki birçok mübadil kuruluşu yanısıra çeşitli belediyeler de yıldönümüne denk gelen Ocak ayında yoğunlaşan ve 2023 yılı boyunca sürdürülecek, çeşitli anma etkinlik programları açıkladı.

(Mübadillerin ilk durağı, İzmir URLA, Karantina Adası, Fotoğraf Bahadır Akkoyun)

Mübadelenin 100.yılında 100 Mübadil Kuruluşunun Ortak Açıklaması

Selanik doğumlu şairimiz Nazım Hikmet, “Uyumak şimdi, uyanmak yüzyıl sonra” demişti sevgilisine…

Biz mübadiller için yazılmış sanki…

Sevdalısı olduğumuz Türkiye Cumhuriyetinin yüzüncü yılını kutlarken ister istemez yüreğimizin bir köşesinde bir burukluk taşıyoruz…

Zira 2023, sadece cumhuriyetimizin kuruluşunun değil aynı zamanda nüfus mübadelesiyle ata yurttan ana yurda savruluşumuzun da yüzüncü yılına denk geliyor.

Ve bugün biz mübadil çocukları ve torunları, aile tarihimizin yazıldığı ve bir anlamda kaderimizin değiştiği o tarihi karmaşık duygularla anmak için bir araya toplanmış bulunuyoruz.

Bir yanımızda elbette keder var:

Atalarımızın bir asır önce terk etmek zorunda kaldıkları vatan bildikleri şehirleri, kasabaları, köyleri çok özledik… Selanik, Kılkış, Langaza, Kavala, Sarışaban, Drama, Serez, Kesriye, Karaferye, Vodina, Karacaova, Ağustos, Yenice-i Vardar,  Kayalar, Yanya, Preveze, Parga, Florina, Nasliç, Kozana, Grebene, Kandiye, Hanya, Resmo, Yerapetra, Sakız, Midilli, Limni ve diğer yerleşim yerleri buram buram tütüyor burnumuzda…

Büyüklerimizin gölgesinde tütün dizdikleri gülibrişim dallarını, suyundan içtikleri çeşmeleri, namaza durdukları camileri, düğün dernek günlerinde hora döndükleri köy meydanlarını, sıcacık evlerimizi çok ama çok özledik.

Bir yanımız ise gurur ve mutlulukla coşuyor:

Hemşerimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde kurulan Türkiye Cumhuriyetinin onurlu bir vatandaşı olarak yaşamaktan, “Ne mutlu Türküm diyene” özdeyişini yüreklerine nakşetmiş 82 milyonluk bir ailenin ferdi olmaktan gurur duyuyoruz.

Elbette hem bizlerin hem de cumhuriyetimizin yüzüncü yılında çözüm bekleyen birçok sorunla karşı karşıyayız.

Etrafımızda yaşanan savaşlar ve dış dünyada artan gerilim hepimizi huzursuz ediyor.

Son dönemde her kesimi etkileyen ekonomik kriz, kontrolsüz biçimde ülkemize gelen milyonlarca sığınmacının yarattığı demografik sorunlar ve günlük yaşamımızı her geçen gün biraz daha tehdit eden sosyal problemlerden her Türk vatandaşı gibi bizler de olumsuz etkileniyoruz.

Lakin bütün bu sorunların toplumsal barış ve uzlaşma içinde çözülmesinden başka bir çaremiz olmadığının farkındayız.

Geçmişte olduğu gibi bundan sonra da biz mübadil çocukları ve torunları, ülkemizde yaşanan her problemin üstesinden gelmek üzere birlik ve beraberlik içinde çok çalışmaya devam edeceğiz. Vatanımıza ve milletimize olan sorumluluklarımızı yerine getirmekten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz.

Öte yandan, daha önceki yıllarda ısrarla dile getirdiğimiz biz mübadillere özel taleplerimizi de bu vesileyle tekrarlamak istiyoruz.

Avrupa Birliğinden ve komşu Yunan hükümetinden en büyük beklentimiz, ata topraklarına yaptığımız ziyaretlerde sürekli karşımıza çıkan vize sorununa bir çare üretmeleridir. Yüz yıl önce mübadele ile bıraktığımız evlerimizi, köylerimizi, mezarlıklarımızı ve diğer hatıralarımızı kolayca görebilmek adına vize duvarlarının kaldırılmasını, en azından esnetilmesini, çok girişli ve uzun süreli vize verilmesini talep ediyoruz.

İki ülkenin mübadillerinin ortak bir talebi de Lozan Antlaşmasının mütekabiliyet ilkesi çerçevesinde terk edilen topraklarda kalan kültürel mimari varlıkların karşılıklı olarak restore edilmesidir. Bu anlamda; ibadet yerleri, hamamlar, çeşmeler, anıt evler, mezarlıklar gibi kültürel ve mimari varlıkların envanterlerinin çıkartılmasını, koruma altına alınmasını ve restore edilmesini istiyoruz.

Lozan Antlaşması gereği mübadeleye tabi tutulmayan Yunanistan’daki Türk-Müslüman azınlık ve Türkiye’deki Rum-Ortodoks azınlığın karşılıklı olarak eğitim, kültür, dil ve inanç özgürlüğü gibi insan haklarının hükümetlerce güvence altına alınmasını bekliyoruz.

Her iki ülkenin okul müfredatından, tarih dersi kitaplarından birbirlerinin tarihini karalayıcı, hakaret içeren, düşmanlık doğuracak uydurma metinlerin ayıklanarak dostluğu teşvik edici bir şekle sokulmasını barışçıl bir ortam için gerekli görüyoruz.

Son dönemde Türkiye ve Yunanistan arasında Adalar, kıta sahanlığı ve benzeri konulardaki görüş ayrılıklarının yeniden tırmanışa geçtiğini görüyoruz. Asırlardır komşuluk eden iki halkın arasında düşmanlık tohumları ekilmesinden sadece emperyalist ülkelerin kazançlı çıkacağını tarih bize öğretmiş olmalıdır.

Dolayısıyla Türk – Yunan ilişkilerinin Lozan Antlaşmasına ve onun ruhuna sadık kalarak karşılıklı güven ve barış iklimine kavuşması gerektiği düşüncesindeyiz.

Sözlerimize başlarken hemşerimiz Nazım Hikmet’in bir şiirinden satırlar okumuştuk.

Şimdi aynı şiirin başka dizelerine atıfta bulunmanın tam sırası:

“Geçen bir asırlık süre bizi korkutmuyor… Zira bizim asrımız sefil ve yüz kızartıcı değil, biz de kaçak değiliz!  Bilakis bizler mazlum olduğu kadar cesur ve kahraman bir asrın torunlarıyız… Bizler mübadiliz! Kaybedilmiş toprakların hatıraları kadar aziz insanlarız! Bizler, aile tarihimizi asla unutmamaya yeminli mübadilleriz! 

“Çekilen acılar bir daha yaşanmasın !”


(Kuşadası Mübadele Müzesi ve Anı Evi, Fotoğraf Bahadır Akkoyun)

  
620 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın